Kategoriler: Fahruddin Er-Râzi

Kıssaların Faydaları

“Sana, kıssa olarak bildirmekte olduğumuz bu haberler, helak olmuş emleketlerin haberlerindendir ki, onların kiminin izleri ayakta kalmış, kimi de biçilmiş ekin gibi yok olmuştur. Onlara biz zulmetmedik, fakat onlar kendi elerine zulmettiler. Allah’ın dışında taptıkları yalana tanrılar, Rabbinin azâb emri geldiği zaman, onlara hiçbir fayda vermedi. Ziyanlarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı”(Hud,100-101)

Bil ki Allah Teâlâ, evvelki kavimlerin kıssalarından bahsedince,”Sana kıssa olarak bildirmekte olduğumuz bu haberler, helak olmuş memleketlerin haberlerindendir…” buyurmuştur.

Bu kıssaların zikredilmesinin faydası vardır:

Birinci Fayda: Sırf aklî delilden istifâde etmek, ancak kâmil kimseler için söz konusudur. Bu ise, çok nâdir olur. Ama, delilleri zikredip, sonra da onları, evvelkilerin kıssalarıyla tekid ettiğinde, bu kıssalar adeta o aklî delilleri akıllara sokan unsurlar olurlar.

İkinci Fayda: Allah Teâlâ, bu kıssalara, peygamberlerin tutunduğu çeşitli delilleri de karıştırmış, kâfirlerin o delillere karşı delil getirmelerinden o delilleri savuşturmak husunda ki şüphelerinden bahsetmiş, bazıları peşinden de, peygamberlerin o şüphelere karşı vermiş oldukları cevapları zikretmiş, daha sonra da küfürlerinde ısrar edip büyüklendikleri için, onların dünya azabına düştüklerini ve onların, hem dünyada ahirette lanet ve ceza içinde kalakaldıklarını belirtmiştir. Binâenaleyh, bu kıssaların ele alınması, delillerin ve şüphelere karşı verilen cevapların, münkirlerin girmesine, onların kalblerindeki katılık ve sertliğin yok olmasına vesile olmuştur. Böylece, Allah’a davet hususunda en güzel yolun, işte bu şey olduğu sabit olmuş olur.

Üçüncü Fayda: Hz. Peygamber (s.a.s), bu kıssaları, hiçbir kitap karıştırmadan ve hiç kimseden öğrenmeden anlatıyordu ki bütün bunlar, daha önce de anlattığımız gibi, O’nun peygamberliğine delâlet eden büyük bir mucize gibi olmuş olurlar.

Dördüncü Fayda: Bu kıssaları dinleyenlerin aklına şu husus yerleşmiştir: Sıddîkın zındıkın ve hakka uyanın, münafık olanın akibeti, er geç bu dünyadan ayrılmaktır. Ancak ne var ki mümin, dünyadan dünyada bırakmış olduğu güzet medihlerle ayrılır, ahirette de bol mükâfaat elde eder. Kâfir de, dünyadan, orada maruz kaldığı lanetlerle çıkar, ahirette de ilahî cezaya uğrar.

Binâenaleyh, dinleyenlere bu kıssalar tekrarlandığında, onların mutlaka kalblerinin yumuşaması, gönüllerinin boyun eğmesi, düşmanlıklarının da silinmesi gerekir ve onların kalblerinde, onları tefekkürde bulunmaya sevkeden bir korku meydana gelir. Bu, kıssaların zikredilmesinin faydalan hususunda, yazılmış olan güzel bir açıklamadır.

Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 13/113-114

Muhammed Ali

Son Yazılar

Bedenin Rüyası

Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…

4 gün önce

Orada Kimse Var Mı?

El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…

4 gün önce

İnkarın Dünya ve Ahiretteki Sonuçları

Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…

2 hafta önce

Gözyaşlarındaki Tuz Kokusu

Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…

2 hafta önce

Nereye ve Kime Çağrı?

Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…

2 hafta önce

Gazze Aynasında İnsanlığın Geleceği ve İslam Ümmetinin Mükellefiyeti

  İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…

1 ay önce