Çevremizde yaşayan insanların üzerimizdeki etkilen ve telkinleri bizde yeni alışkanlıklar yaratarak yeni bir karakter yapısını meydana getirebilir. Şunu da bilmelidir ki, herkes için ideal olan dengeli karakter hiçbir zaman doğuştan elde edilmiyor; ancak emekle, kendi irademizin ve kendi hareketlerimizin eseri olarak kazanılabiliyor. İnsan kendini olayların ve hayatın akışına teslim ettikçe sürekli ve sağlam bir karakterin sahibi olamıyor, ancak iç dünyamızı dışımıza ve hür irademizi bizi esir eden ihtiraslara karşı koydukça değişmez ve dengeli bir karakter sahibi olabiliyoruz.
Aklın kontrolünden geçirilen en yüksek duygusal unsurların, kendi hür irademizle yapılan sentezinden meydana gelen şahsiyet, ahlâk diliyle, iyi ve sağlam bir karakter ortaya koyuyor. Kendini kötü ihtiraslarına bırakan ve şahsiyetlerini yapmak için enerji harcamayan insanların bozuk karakter sahibi oldukları da her zaman görülen şeydir. Karakter bozukluğunu hayatta başarıya ulaşmak için silâh olarak kullananların bu hali ise, ahlâk bakımından tam bir yıkımdır. İnsana yakışan, her yerde ve her türlü şartlar altında, değişmeyip hep aynı kalan kendi gerçek şahsiyetini hareketlerinde yaşatmak ve kendi karakterini kullanmaktır.
Nurettin Topçu,Ahlak
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…
Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…
İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…