Biz de gençleşmek istiyoruz; bizde de yenileşmek ihtirasları var. Bir hayat uğruna bin kere ölmek lâzım olduğunu biliyoruz. İrademizle ölmesini bilmezsek İlâhî irade ile ebedî hayata kavuşmak imkânsız olacak. Çocukluk rüyaları bitip de gençliğin ateşli fırtınaları başlayarak ölümün sakin kucağına sokuluncaya kadar her adımda ölmesini bilen, aşk içinde irade ile ölebilen varlıklar,
Her devrin yaşanmaya değer yarınını hazırlayan kahramanlardır.
İsımsîz kahramanlar büyük muztaripler! Ruhlarının üstüne ilâhı Âbide yapılan ebeliler onlardır…
Şunu da biliyoruz ki bize bulunduğumuz hali bağışlayan sebeplen anlamadan aydınlıklarla dolu bir istikbâlin zaferini kazanmaya imkân yok. Halden ibaret olan büyük gövdeli ağacın kökleri mâzidedir; istikbalin yemişleri de bu gövdeden toplanacaktır Bugünümuzü hazırlayan sebeplerin hepsi mâzide var. Tarihin olayları tıpkı tabiat olayları gibidir. Tabiatta hüküm süren muayyeniyet» yani muayyen sebeplerin muayyen sonuçları doğurması tarihte de hâkimdir. İnsanlığın tarihinde de ekilen biçiliyor ve yine tabiatta olduğu gibi, cemiyet hayatında da gerekcilik prensibi hüküm sürerken, İlâhî hikmet ve adaletle birleşmiş bulunuyor, Sebeplerin tohumu tarihin tarlasına atıldıktan sonra belli netice, ilâhı hikmet ve âdaletle birleşerek, mutlaka alınacaktır.
Nurettin Topçu,Yarınki Türkiye
2.1. "Din Nevrozdur.” İddiasının Eleştirel Analizi ve Mantık Hataları Freud “Din nevrozdur.” iddiasını temellendirmek için…
İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…