İslâm inancı açısından Medeniyet devlet teorisi olmayıp, Müslüman toplumun yeryüzünde “halifetü’l arz” vasfına uygun şehir sistemleri kurarak ticarî/içtimaî/ilmî/adlî yapıyı imar etmesidir. Bunun bir akitler, bağıtlar yapılaşması ile karşılıklı mesuliyetler getirdiği tartışmadan varestedir. Şehirler sistemi, Osmanlı asırları boyunca Osmanlı siyaset yapısının yanında tatbik edilmiştir. Osmanlı siyaset yapısına taraf olmayan halkın vakıf, bedesten, mahalle, tımar, tekke, medrese ve kadılık sisteminin gerçek hamisi ve hadimi olduğu reddolunamayacak bir gerçektir. Medeniyet ahkâmı yaşayan toplumla ilgilidir, halkın Müslümanca yaşamına/dindarlığına dair kurumlarıdır ve toplumsal manada yalnızca İslâm’dır.
(Lütfi Bergen)
Hece Dergisi,İslam Medeniyeti Özel Sayısı
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…
Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…
İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…