Avrupa, Birinci Cihan Savaşında bizi, İslâm âlemini yere serdi.
Şimdi de yok etmek istiyor.
Bazı şartların bu isteğini bugüne ertelemiş olması bile onu çıldırtıyor.
Şu veya bunu bahane ederek İslâm ülkelerini yemek, yutmak, en azından ezmek için ellerinden geleni yapacaklardır Avrupalılar. Rusya da bunu kendi açısından değerlendirecektir şüphesiz.
Bu durumda yapılacak ilk iş, uyanmak ve Batının asla dost olmayacağını kavramaktır. Alevlenmiş şu veya bu olay yatışsa bile az bir süre’sonra Avrupanın yeni bir olayla karşımıza dikilebileceğini asla unutmamaktır en önce gereken ikinci iş de, birleşmeye gitmek. Lokmayı büyütmek. Şimdi İslâm dünyası, ufak ufak lokmalar halindedir. Batı kargası için. O ise kendine bir kuşbaşı ziyafeti çekmeğe hazırlanmakta. Ama lokmalar birleşir ve büyürse belki yutamaz veya biri boğazında kalır, o da boğulur gider.
Üçüncü iş, uzun vadeli hazırlıktır. Hem kültür ve manevi oluş alanında, hem teknik ve maddî güç alanında İslâm dünyası olarak kendimizi koruyabileceğimiz bir seviyeye çıkmak.
Fakat kurtuluşun temeli -birliktir- Çünkü bütün müslümanlar bir yapının birbirine geçmiş taşlan gibidir. Taşlar çözülürse yapı çöker. Birliklerini koruyamayan bizlere ceza da birlikte geliyor. -Elele verip de mutluluğa ve güvene ulaşmadınız, şimdi ceza olarak bir arada korku azabım çekin bakalım- der gibidir kader.
Ve kader saati.
Sezai Karakoç-Sur Yazıları (3)
2.1. "Din Nevrozdur.” İddiasının Eleştirel Analizi ve Mantık Hataları Freud “Din nevrozdur.” iddiasını temellendirmek için…
İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…