İlm-i İlâhî (Allah’ın llmi) Hakkındaki Görüşler

..(Allah) herşeyi bilir “(Bakara 29)ayeti, Cenab-ı Hakkın yeri, yerdekileri, gökleri ve gökteki harikulade varlıkları yaratmasının ancak onları bildiği ve cüzisi ile küllisi ile onları çepeçevre ilmiyle ihata etmesiyle mümkün olabileceğini gösterir.

Bu ise birçok şeye delalet eder:

1) Allah cüziyyatı bilemez diyen felsefecilerin görüşlerinin fasit; kelamcıların görüşlerinin ise doğru olduğu manasına gelir. Çünkü kelamcılar, Allah Teala, bu alemi muhkem ve yerliyerinde yaratmıştır. Bu şekilde yapan Yaratıcı’nın yaptığı şeyi mutlaka, bütün detaylı bilmesi gerekir’ diyerek Allah’ın cüziyyatı bildiğine delil getirmişlerdir.

İşte bu delilin aynısını Cenab-ı Allah bu ayette zikretmiştir. Çünkü O, göklerin ve yerin yaratılmasından bahsettikten sonra kendisinin alim olduğunu belirtmiştir.

Böylece bu konuda ve bu istidlal şeklinde, kelamcıların görüşünün Kur’an’a uygun olduğu ortaya çıkmış olur.

2) Bu, Mutezile’nin görüşünün fasit olduğuna delildir. Bu böyledir. Çünkü Cenab-ı Hakk, birşeyi ölçüp biçip, sınırlarını belirleterek yaratan kimsenin, o şeyi ve onun detayını bilmesinin gerektiğini açıklamıştır. Çünkü onu yaratan, şu kadarla değil de bu kadarla sınırlandırarak yaratmıştır. Belirli bir mikdar ile sınırlamanın, mutlaka bir irade ile olması gerekir. Aksi halde mureccih bulunmaksızın bir üstünlük meydana gelmiş olur.

Birşeyi irade etmek, onu bilmeye bağlıdır. Bu sebeble birşeyi yaratanın, mutlaka onu tafsilâtlı bir şekilde bilmesi gerekir. Şayet kul kendi fiillerinin yaratıcısı olsaydı, hem o fiilini hem de fiilinin adedini, kemiyetini ve keyfiyetini bilmiş olması gerekirdi. Kulun böyle bir ilmi olmayınca anladık ki o, kendisinin yaratıcısı değildir.

3) Mu’tezile şöyle demiştir: Bu ayetle;”Her.bilenin üstünde daha iyi bir bilen vardır “{Yusuf. 76) ayeti birarada mütalâa olununca Cenab-ı Hakk’ın zatı gereği alim olduğu ortaya çıkar.”

Buna cevabımız şudur:”fevka kulli zî ilmin alîm(alîmun)”.(Yusuf 76)âyeti umumidir, “Allah o Kur’an’ı ilmi ile indirdi”(Nisa, 166) ayeti ise hasdır. Has olan ifade ise, umumi ifadeden daha önce gelir. En iyi Allah bilir.

Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 2/229-230.

Muhammed Ali

Son Yazılar

Kur’an-ı Kerim’in Mikro Edebi Özellikleri

  İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…

11 saat önce

Bedenin Rüyası

Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…

5 gün önce

Orada Kimse Var Mı?

El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…

5 gün önce

İnkarın Dünya ve Ahiretteki Sonuçları

Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…

2 hafta önce

Gözyaşlarındaki Tuz Kokusu

Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…

2 hafta önce

Nereye ve Kime Çağrı?

Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…

2 hafta önce