Nice insanlar vardır ki ibâdet vazifelerini Allah’tan karşılık bekleyerek yaparlar. Bundan mükâfat görmeyi beklerler, ibâdet ederlerse Allah nazarında makbul olacaklarına ve Cenâb-ı Hakkk’ın, bu ibâdeti kendilerine ödeyeceğine inanırlar.
Hakikatte böyle ibâdetlerin arkasından türlü günah işlemekten çekinmezler. Yaptıkları ibâdetin, kıldıkları namazın geçmiş ve gelecek günahlarına bedel olacağı zannındadırlar. Böyle hakikatte ibadetin günahtan farkı yoktur. Bu bir gizli günahtır ki ibâdete hile katanlar tarafından işlenir.
Sadece içki yüzünden doğan sarhoşluktan değil, bir takım gafletlerin, maddî ve mânevi şehvetlerin sarhoşu olduğunuz zamanlarda dahi namaz kılamazsınız. Bu, kimin huzurunda olduğunuzu bilememekten doğan en büyük günah olur. Allah’ın huzuruna ancak saf ve gönül dolusu bir Allah aşkı ile çıkılır. Onun huzuruna hatta büsbütün vücutsuz, sâde ruhtan ibâret bir saflık ve temizlikle çıkabilenlerdir ki hakîkî bir ibâdet hâlindedirler.
Kenan Rıfai, Şerhli Mesnevi Şerif, syf;548
2.1. "Din Nevrozdur.” İddiasının Eleştirel Analizi ve Mantık Hataları Freud “Din nevrozdur.” iddiasını temellendirmek için…
İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…