Bu öncüller ile anlaşıldı ki, sayının sonu, “on”dur. “On” ise “ilk bir”e dönüktür, ilk bir ise Tümel Akıl’dır. Tümel Akıl, Yüce Allah’ın konuşmasından bir kelimenin eseridir. Düşünme ise Tümel Akl’ın eseridir, öyleyse düşünme, bir ibârenin biçimi, bir işâretin kendisi, harflerin şekli ve seslerin hecelenişi değildir. Tam tersine, düşünme,insan nefsinin, bilgisine yerleşmiş, aklına girmiş, şekilsiz ve cisimsiz soyut biçimi ifade edebilmesidir. İnsan nefsi, ne vakit kalp aynasında fertleri ve özleriyle nesnelerin hakikatlerini tasavvur eder, nefis onları dile getirebilir, zihin onları düşünebilir; akıl, onların içini ve dışını kuşatırsa, işte o zaman nefse, düşünen adı verilir. Açıklama yapmasa ve dille söylemese de o adama düşünen denir.
Bunun aslı, Yüce Allah’ın şöyle dediği yerde, Kur’an sırlarından bir sırdır: “Bu kitabımız,size gerçeği nutkediyor/söylüyor’’ Bu kitap, ifâde aleti değildir.Fakat kitap, işâret aracı da değildir. Fakat kitap, her şeyi örtülü biçimde içerdiğinden, tüm gizli şeyleri kuşattığından ve varlıkların incelerini, kalınlarım, hafiflerini ve kabalannı kapsadığından; bir de Yüce Allah “Kitapta birşeyi eksik bırakmadık” ve “Kuru ve yaş, sadece açıklayıcı olan Kitab’dadır” diye buyurduğundan dolayı, işte bu anlamda Yüce Allah, kitabına nâtık adını veriyor. Böylece, akıllı kişi bilecek ki, düşünen insan, Allah’ın kitabını kendine örnek alan ve Allah’ın kelimelerinin içeriklerini tasavvur eden kişidir. Söylediğimiz şeyin hakikatini bilmeyen, söyleyici olsa da,dilsizdir;onu anlamayan, dinleyici olsa da; sağırdır.Nitekim Yüce Allah.’’Onlar,sağırdır, dilsizdir,kördür.”der.
İmam Gazali,Düşünme,Konuşma ve Söz Üzerine
2.1. "Din Nevrozdur.” İddiasının Eleştirel Analizi ve Mantık Hataları Freud “Din nevrozdur.” iddiasını temellendirmek için…
İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…