İlim dediğimiz, kâinatı tanıma aşkımızın çocuğu olan teknik,kültürün zaruri bir neticesidir, demiştik. Teknik, ilimlerden doğarak -sanatlardan faydalanmasını da bilir. Onlarla elele verir. Bize kâinatı daima sevimli yapar. Onda gittikçe artan başarımızı ve ona hakimiyetimizi temin eder.
Böylelikle o, kültürden ibaret olan ruhumuzu kavrıyan vücudumuz gibidir. Hayat mücadelesi sahnesinde cesaretle yürüyen ayaklarımız ve hayata her adımda uzanan kollarımızdır. Modern medeniyetin hayatında hudutsuz bir inkişafa kavuşan bu teknik bedeni, kültür denilen ruhumuza itaat eder, onun kumandasıyla ilerlerse hayatımız saadet olur. Ona karşı gelirse, ruhla bedenin çarpışmasından buhran ve felâketler doğar. Avrupa medeniyeti, bu tehlikeyi önleyemedi. Asırlardan beri yarattığı ilim, felsefe ve sanat harikasından doğan teknik, önplâna geçti. Her kuvveti, her imkânı, insan tarafından kullanılabilir eşya haline getiren teknik, başlangıçta hayranlıkla kendisine bağladığı insanı, sonra kendi arkasından sürükler oldu; insanı kendisine esir etti.
Böylece hakimiyet eşyanın eline geçirildi ve eşya insanla izah yerde insan eşya ile izah edilmeğe başlandı. İnsan, kendi selâmet dâvasını sağlıyacak olan eşyaya, sonunda hizmetkâr ve esir oldu. Azar azar zihinlerde insanın da ilmin de değerini azalttı. Bugün dünyamızda herşeyi eşyanın emrinde bulunduran Amerikan tekniği hakim olmaktadır. Hakikatte bu, bir asırdan beri Avrupa’da hazırlanan, eşyanın insan üzerine zaferinin gerçekleşmesidir. Bu gerçekleşme, Batı medeniyetinin insan ve eşya, ruh ve madde yarışmasında maddenin ileri atılışlariyle bir cephede insanın zaferi olduğu gibi diğer cephede ruh ve kültür, yani insan cevherinin inkâr edilmesiyle, arkadan vurulmasiyle yine maddenin zaferi olmuştur.
Bunlardan birincisi kapitalist istihsal dünyasının, İkincisi ise komünist materyalizmının hareketlerini doğurdu. İşte bugünkü dünya buhranın sebeplerinin kaynağı,ruhla madde, insanla eşya arasındaki,eşyanın zaferi ile neticelenen bu çatışmadan bulunmaktadır.Avrupa kalkınırsa,milletlerinin kültüründen bir doğan hamle ile kalkınacaktır.Bugün Avrupanın her tarafın,Almanya’da ve Fransa’da ve İtalya’da komünizm karşısında kliseyi görmekteyiz.
Nurettin Topçu,Kültür ve Medeniyet
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…
Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…
İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…