Bu tespit bugün için de geçerlidir: İnancı bilginin önüne koyan ve herşeye yayan bir zihniyet en nihayetinde reddedilme eylemine muhatab kalacaktır. Bu sonuç ‘bilimsel bilgi’ için de geçerlidir: İnsanı yalnız başına safi ‘inanç’ ya da safi ‘bilgi’ veya safi ‘aşk’ kabul etmek insanı tek-boyuta indirgemek demektir. Halbuki insan abid, natık ve aşıktır; sahih itikad budur çünkü.
Şimdiye kadar bir noktayı açıklamayı hep erteledik: Kopernik ve hatta Galileo’nun doğa’nın bilgisi sözkonusu olduğunda Sistem’e karşı dururken, dayandıkları ‘bilme tarzı’, yani sahih itikad arayışındaki yöntem’leri ne idi: “Gözlemle uyumlu hesap”. Bu ilke nereden geliyordu: Evreni idrak için yeni bir bilme tarzını geliştirmeye çalışan Merağa Okulu ve takipçilerinin çalışmalarından. Öyleki Ali Kuşçu, İbn Nakib ve Şemseddin Hafrî, evreni ilmî idrak için ‘yeni-bir-metafizik” ve “yeni-bir-fizik” kurmaktan bile bahsediyorlardı. Çünkü Biz’de Kilise yoktu; Sistem yoktu. Şimdi mi? Şimdi ise “Biz” yok.
İhsan Fazlıoğlu,Kendini Aramak
2.1. "Din Nevrozdur.” İddiasının Eleştirel Analizi ve Mantık Hataları Freud “Din nevrozdur.” iddiasını temellendirmek için…
İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…