Asrımızda devlet otoritesinin tehditçileri bir taraftan anarşistler, öbür taraftan büyük sermaye sahipleridir. Batı dünyası, büyük sanayi krallarıyla dolmuştur. Bunlar devleti, bahusus dünya sermayesinin patronlarının toplandığı ülkede, kendi menfaatlerinin arkasından sürüklemek isterler. Zavallı küremiz, taşıdığı bütün muzdarip insan ağırlığıyla, birkaç kasanın emrinde dönüyor.
Hem devlet iradesini her taraftan boğmak isteyen anarşistler onu inkâr ediyor, hem de milletin ruhundan çıkarak sonsuzluğa yönelen devlet iradesini kasalarına kitleyenler onu tehdit ediyor.
Cemiyette kanun sevgisini, hepimize çevrilen otorite sevgisi halinde alkışlamalıyız. Menfaatlarımızın avcılığı esnasında kendi elimizle kanun kudretini örselediğimiz yerde, devlet varlığından bir parçayı kopardığımızı bilelim. Böyle parçalar kopara kopara, esaretlerin en fecisi olan iç esaretine, yıkımlara ve sonunda, bundan faydalanan bir zorbalığın kucağına düşeceğimizi unutmayalım.
Nurettin Topçu – Milliyetçiliğimizin Esasları, 117 – 118 s.
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…
Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…
İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…