İmdi ilimler doğmakta (gelişmekte, gerilemekte ve) sonra ölmektedir. Sanatlar ve benzeri şeyler de böyledir. Haseb (şan, şeref, asalet ve itibar) da insanoğluna ârız olan gelip geçici hallerdendir. O halde o da mutlaka kevn ve fesad halindedir. İnsanlar içinde hiç birinin şerefi, Âdem’den kendisine kadar olan cedler zinciri içinde kesintisiz bir şekilde sürüp gelmiş değildir. İlahî bir lütuf olmak ve kendisinde mevcut olan sırrı korumak üzere Nebi (s.a.)’ye tahsis edilen asalet ve şeref biricik istisnadır. Nitekim şöyle denilmiştir: Her şerefin ve asaletin ilk hali, haricî olmakta (asaletli ve şerefli olmama vaziyetine çıkmakta)dır. Yani (geriye ve eskiye doğru gidilince) riyasetten ve şereften çıkılmakta, aşağı, düşük ve hasebin olmaması haline geçilmektedir. Bunun mânası şudur: Her şerefin ve hasebin yok olma hali, var olma halinden öncedir. Hâdis olan her şeyin hali budur.
İbn Haldun – Mukaddime,cild:1 (çev:Süleyman Uludağ)
2.1. "Din Nevrozdur.” İddiasının Eleştirel Analizi ve Mantık Hataları Freud “Din nevrozdur.” iddiasını temellendirmek için…
İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…