Bu bakımdan, barış sadece bir edilgenlik hali değildir. Tam aksine, içeriden veya dışarıdan gelebilecek olan kötülük, yıkım ve keşmekeş tehdidi karşısında tümüyle etkin olmaktır.Collingvvood’un işaret ettiği üzere, barış ‘dinamik bir şeydir’ ve şuurlu, uyanık olmayı, hep farkında olma halini gerektirir. Kişi müşterek gelenekler içindeki ve gelenekler arasındaki farklılıkların ve çatışmaların şiddet ve baskı zemini haline gelmemesi için manevi ve entelektüel cihat İçinde olmak zorundadır. Dahası, pozitif ‘barış bireysel, kurumsal ve yapısal şiddet de dahil olmak üzere baskının çeşitli biçimlerinin kapsamlı bir tahlilini sunma imkanına sahip olmalıdır.
Asli bir kavram olarak barış adalet üzerine kuruludur, zira barış herkesin kendi hedeflerini ve potansiyellerini gerçekleştirmesi için eşit hakların ve imkanların sunulmuş olmasına bağlıdır. Arapçada adalet kelimesinin anlamlarından biri, ‘doğruca’ ve ‘tarafsız’, yani dosdoğru, güvenilir ve başkalarıyla yaptığı işlerde insaflı olmaktır. Böyle bir tavır, bir denge, uyum ve güven hali tesis eder ve yargı sisteminin sunduğu şeklî adaletin sınırlarının ötesine geçer. En geniş terimlerle tanımlamak gerekirse, adalet kavramı kişinin kendi bedenine özen göstermesinden uluslararası hukuka kadar geniş bir ilişkiler sahasını kuşatır.
Barış gibi adalet de ilahi isimlerden biridir ve İslam kelamındaki ve hukukundaki merkezî rolüne bakılırsa asli bir önemi haizdir. Barışın, devamlı bir ahenk, güven ve birlikte-varolma hali olarak tasavvur edilebilmesi ancak adaletle birlikte olup onun tarafından desteklendiği zaman söz konusudur, çünkü o aynı zamanda ahlakı olarak kötü ve yıkıcı olan her şeyden güvende olmak demektir. Böylece Kur’an, müminlere “adaletle ve iyilikle” (bi’l-‘adl ve’l-ih- san) (Kur’an, 16:90) davranmalarını emrederken adaleti ihsanla. ayrılmaz bir şekilde birleştirir.
İbrahim Kalın-Akıl ve Erdem
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…
Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…
İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…