Aklı, ilmi ve ibadeti ‘bir ve aynı’ kabul eden bir medeniyet, günde yirmi dört saat çalışan mensupları sayesinde var-oldu, bundan sonra da ancak ve ancak bu şekilde var-olacak… Sözlük anlamında “yoksun olmak, bozulmak, durmak, ihmal etmek, kesilmek, hasara uğramak, felç olmak” gibi pek çok olumsuz mana bulunan tatil kavramı, hiç şüphesiz ne ilim ne akıl ne de ibadet için geçerli olur, aklını tatile gönderen bir medeniyet sürekliliğini muhafaza edemez. Kısaca, akıl’da/akletmede tatil olmaz; ibadet tatil kaldırmaz, ilim tatile çıkmaz.
Ya çıkarsa? Bu sorunun yanıtı için, uzun söze ne hacet, mevcut durumuza bakmak yeterlidir: Aklını, ilmini ve ibadetini tatil eden, siyadet’ini ve saadet’ini de tatil etmek zorunda kalır.
İhsan Fazlıoğlu – Kendini Aramak
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…
Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…
İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…