Sıkıntı ve darlık yüzünü acziyet toprağına sürmediğin ve göz bulutların hasret gözyaşlarını yağdırmadığı müddetçe, rahat yaşayış bostanında sevinç bitkilerin yeşermez. Recâ/ümit bahçeleri senin murâdın üzere aşı vermez. Sabır dalları rızâ yapraklarıyla yapraklanmaz. Üns reyhanları “Muhakkak ki bizim katımızda onun için bir yakınlık ve güzel bir dönüş vardır” kurbiyet meyvelerini vermez. Kemâl sınırına ulaşamazsın.
Kalp bülbülün iştiyâk nağmeleriyle ötmez. Kalp kumruların “İnsanın her temennisi gerçekleşir mi!” kafesinden, “Ben Rabbime gidiyorum; O, bana doğru yolu gösterecektir” kanatlarıyla uçamaz. “Sakın, insanlardan bir kısmım imtihan etmek için faydalandırdığımız dünyâ hayâtının süslerine gölünü atma” fezâsını geçemez.
Böyle olduğun müddetçe “Muktedir Melik’in sıdk/sâdıklar meclisi”ne erişemezsin. “Onlar için Rableri katında diledikleri her şey vardır” meyvelerini toplayamazsın. Kalp burnuna “Asıl varılacak güzel yer Allâh katindadır” bostanından bir hoş koku ulaşmaz. “Onların mükâfâtları Rableri katindadır” ve “Yapakları ameller sebebiyle onların velîsi/ sâhibi O’dur” arklarından sana su gelmez.
Dilaver Gürer , Abdülkadir Geylani(Risaleler)
Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…
El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…
Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…
Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…
Dünya sanki çağrılar gezegeni, hep bir çağrı var. Akıllar çağrılıyor, gözler davet ediliyor ve kulaklar…
İBRAHİM HALİL ÜÇER Gazze’de yaşanan ve insanlık vicdanını ayağa kaldıran soykırım, işgalci İsrail devletinin…