Kategoriler: Osmanlı Tarihi

Abdulhamid Han Said Nursi’yi tımarhaneye attırdı mı?

Bediüzzaman Said Nursî, Yıldız Sarayı Mabeyn dairesine, Şark’ta geleneksel ve modern bilimleri bünyesinde birleştirecek bir üniversite açılmasını havi dilekçeyle başvurduktan sonra neden birdenbire Toptaşı Tımarhanesi’ne gönderilmiştir?

Genellikle lafını budaktan esirgemeyen söylemi veya acayip kıyafetlerinden dolayı saray tarafından ‘deli’ muamelesi gördüğü izlenimi hâkimdir.

Peki bu ‘izlenim’ ne kadar doğru?

Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan bir mektup, Van Valisi Tahir Paşa tarafından saraya yazılmıştır. (Hatırlatalım: Said Nursî, Tahir Paşa’nın zengin bir kütüphanesi de olan Van’daki konağında tam 12 yıl kalmış ve “Yeni Said” döneminin bereketli tohumları oradaki aydın çevrenin etkisiyle Bediüzzaman’ın fikir toprağına düşmüştür.)

Tahir Paşa saraya yazdığı mektubunda özetle şunları diyor: “Kürdistan alimleri arasında harika zekâsıyla ünlü olan Molla Said Efendi, tedaviye muhtaç (“muhtâc-ı tedâvî”) olduğundan Halife Hazretlerinin şefkat ve merhametine sığınarak sarayınıza gelmiştir. Bu kişi, yaşadığı bölgede herkesin içinden çıkamadığı meseleleri hallettiği halde talebe kıyafetini değiştirmemiştir.

Kendisi padişaha hakikaten sadık ve halis duacı olmakla beraber fıtraten edepli ve kanaatkâr olup şimdiye kadar İstanbul’a gitmek bahtiyarlığına erişmiş Kürt uleması içinde gerek güzel ahlakıyla, gerekse Padişaha sadakati ve kulluğuyla en çok iyilik edilmeye layık, dini şiar edinmiş bir kişi olması bakımından tedavisinde kolaylık gösterilmesi…”

16 Kasım 1907 tarihini taşıyan bu mektup ile iki gün sonra Van Valiliği’ne Mabeynden yazılan cevaptan (ve onları takip eden bir başka belgeden) anlaşıldığına göre, o zamanki adıyla Molla Said Efendi, o günlerde muhtemelen sürmenaja benzer bir zihnî rahatsızlık geçirmekte olup (zira cevapta “şuurunda eser-i hiffet görüldüğünden” bahsediliyor) tedaviye muhtaç bir haldedir. Nitekim ilmî biyografilerinden birinde “Bu rahatsızlık, onun uzun süreden beri yoğun bir tempoyla devam ettirdiği zihnî faaliyetlerinden kaynaklanan bir tür zihnî yorgunluktan kaynaklanıyordu” denilmiştir (Bkz. Mary F. Weld, Bediüzzaman Said Nursî: Entelektüel Biyografisi, Çev: C. Taşkın, Etkileşim: 2006, s. 59).

Bediüzzaman’ın kendisi birilerinin ifsadatı ve Sultanın emriyle tımarhaneye atıldığını düşünse de işin aslı farklıydı: Saray ona ‘deli’ muamelesi yapmış olmayıp tersine onu saraya gönderen ve çok yakın dostu ve hamisi bulunan vali Tahir Paşa’nın yazdığı mektubun gereğini yerine getirmiş bulunuyordu.

Mustafa Armağan

Derin Tarih Dergisi 2017 Şubat

Muhammed Ali

Son Yazılar

Freud’un Din Görüşlerinin Analizi ve Mantık Hataları

2.1.   "Din Nevrozdur.” İddiasının Eleştirel Analizi ve Mantık Hataları Freud “Din nevrozdur.” iddiasını temellendirmek için…

21 saat önce

Kur’an-ı Kerim’in Mikro Edebi Özellikleri

  İkinci Bölüm Kelime Tercihi ilk bölümde Klasik Arapçanın tek bir fikri bile ifade etmek…

2 gün önce

Bedenin Rüyası

Rüyalarla aynı kumaştan yapılmayız, bir uykuyla çevrelenmiş küçük hayatlarımız. Shakespeare, Fırtına Suya düştün, sırılsıklam oldun.…

7 gün önce

Orada Kimse Var Mı?

El-amâ, büyük sis. Tirmizî’de Resûle “Allah evrenin yaratılışından önce neredeydi?” sorusunun sorulduğu hadis-i şerif vardır.…

7 gün önce

İnkarın Dünya ve Ahiretteki Sonuçları

Her ferdin ve toplumun gerçekleştinnek istediği şeyin ne olduğunu araştırsak tek kelime ile mutluluk olduğunu…

2 hafta önce

Gözyaşlarındaki Tuz Kokusu

Bağıranların ve çağıranların hayatlarının en dramatik ve ruhlarının en hassas ve kalplerinin en titrek yeridir…

3 hafta önce